Dünyanın gözü bu kez Kiev ve Washington arasında imzalanan kaynak anlaşmasında. ABD ile Ukrayna arasında varılan bu yeni ekonomik ortaklık, yalnızca iki ülkenin ilişkilerini değil, aynı zamanda Rusya-Ukrayna savaşının geleceğini de doğrudan etkileyecek bir hamle olarak değerlendiriliyor.
Anlaşma kapsamında Ukrayna, sahip olduğu değerli madenlerin gelirini ABD ile paylaşacak; karşılığında ise askeri ve ekonomik destek almaya devam edecek.
Peki bu yeni anlaşma, uzun süredir süren savaşı sona erdirme ihtimali mi taşıyor, yoksa daha büyük bir çatışmanın fitilini mi ateşliyor?
Anlaşmanın Detayları: 50/50 Gelir Paylaşımı
ABD Hazine Bakanlığı tarafından duyurulan anlaşma kapsamında, Ukrayna’nın sahip olduğu kritik doğal kaynaklardan özellikle grafit, titanyum ve lityum elde edilen gelirler %50 oranında ABD ile paylaşılacak. Bu madenler, yenilenebilir enerji, savunma teknolojileri ve altyapı sektörleri için hayati önemde.
Ukrayna Başbakan Yardımcısı Yulia Svyrydenko’nun yaptığı açıklamaya göre, kurulacak olan “United States-Ukraine Reconstruction Investment Fund” sayesinde, küresel yatırımlar Ukrayna’ya çekilecek ve altyapı, enerji, maden projeleri bu fon üzerinden desteklenecek.
On behalf of the Government of Ukraine, I signed the Agreement on the Establishment of a United States–Ukraine Reconstruction Investment Fund.
Together with the United States, we are creating the Fund that will attract global investment into our country. pic.twitter.com/8ryyAMqW83
— Yulia Svyrydenko (@Svyrydenko_Y) April 30, 2025
Ekonomik anlaşma, sadece gelir paylaşımı değil, aynı zamanda hava savunma sistemleri gibi askeri yardımları da içeriyor. Ancak bu yardım paketi, Trump’ın ilk başta talep ettiği savaş yardımlarının geri ödenmesi şartını içermiyor.
ABD’den Sert Mesaj: Rusya Yararlanamayacak
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent’in açıklamaları, bu anlaşmanın yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasi bir mesaj taşıdığını da ortaya koydu. Bessent, “Bu anlaşma, Rusya’ya açıkça şunu söylüyor: Ukrayna’nın yeniden inşasından ne Rusya ne de ona yardım eden ülkeler yararlanamaz” ifadelerini kullandı.
Bunun anlamı şu. Savaş sonrası yeniden yapılandırma sürecinde Rusya’nın etkisi minimumda tutulacak, hatta ekonomik olarak tamamen dışlanacak.
Barış mı, Savaş mı?
Anlaşma, teoride Ukrayna’nın elini güçlendirerek barış masasında daha sağlam bir konuma gelmesini sağlayabilir. Ancak pratikte, Rusya’nın kontrolündeki topraklarda bulunan madenlerin bu ortaklık dışında kalması, ABD’nin ekonomik çıkarlarını doğrudan etkiliyor.
BBC verilerine göre, Ukrayna’daki stratejik madenlerin yaklaşık %15’i şu anda Rusya’nın kontrol ettiği bölgelerde yer alıyor. Bu da şu anlama geliyor. ABD, bu anlaşmanın tüm ekonomik faydalarını elde edebilmek için savaşın o toprakları da kapsayacak şekilde sona ermesini isteyecek.
Taraflar arasında bir uzlaşı yerine daha sert çatışmalara yol açabilir. Zira Rusya bu madenlerin geri verilmesine yanaşmazsa, anlaşma doğrudan cephe hattını etkileyecek bir baskı unsuru haline gelir.
Üçüncü Dünya Savaşı Tehlikesi?
ABD’nin ekonomik olarak bu kadar derin şekilde sürece dahil olması, diğer ülkelerin de pozisyonlarını netleştirmelerine neden olabilir. Özellikle Çin, İran, Türkiye gibi ülkelerin yeni pozisyonlar alması, jeopolitik gerilimi küresel düzeye taşıyabilir.
Üstelik Gazze’deki kriz hâlâ devam ediyorken, ikinci bir büyük cephe açılması, uluslararası toplumu büyük bir riskle karşı karşıya bırakabilir.
Kripto Piyasasına Etkisi: Güvenli Liman Arayışı Başlıyor mu?
Böyle bir jeopolitik ortamda akıllara gelen ilk soru şu: Kripto piyasası nasıl etkilenir?
Barış Senaryosu: Eğer anlaşma başarılı olur ve taraflar ateşkes yönünde ilerlerse, bu durum finansal piyasalarda rahatlama yaratır. Bitcoin başta olmak üzere kripto paralar, risk iştahının artmasıyla birlikte yükseliş eğilimine girebilir.
Savaşın Tırmanması: Tam tersine, savaşın daha da büyümesi durumunda kripto yatırımcıları yeniden güvenli liman arayışına girebilir. Bitcoin, bu gibi dönemlerde dijital altın rolüyle öne çıkar. Daha önce ABD-Çin ticaret savaşı döneminde de bu etki gözlemlenmişti.
Özellikle stablecoin talebinde ani artışlar görülebilir. Bu durum hem DeFi platformlarının kullanımını artırır hem de Bitcoin’in piyasa dominansını güçlendirebilir.
Dönüm Noktasına mı Geldik?
ABD ile Ukrayna arasında imzalanan kaynak anlaşması, yalnızca ekonomik değil, stratejik ve askeri etkileri olan çok katmanlı bir girişim. Her ne kadar yeniden inşa ve barış temalı bir içerikle sunulmuş olsa da, içeriği ve detayları itibarıyla büyük bir güç mücadelesinin işaretlerini taşıyor.
Anlaşmanın gerçek etkileri, önümüzdeki haftalarda Rusya’nın vereceği tepkiyle netleşecek. Ancak şimdiden söylemek mümkün: Bu gelişme, kripto yatırımcıları dahil tüm küresel piyasaların yakından takip etmesi gereken bir dönüm noktası olabilir.
KEŞFEDİN: Arthur Hayes: Bitcoin Fiyatı 3 Yılda 10 Kat Artabilir
Neden 99Bitcoins'e güvenebilirsiniz?
2013 yılında kurulan 99Bitcoins ekibi, Bitcoin'in ilk günlerinden beri kripto uzmanlarıdır.
Haftalık Araştırma
50+Uzman Katılımcılar
Aylık Okuyucular
2000+İncelenen Kripto Projeleri